27 Nisan 2013 Cumartesi

ustam



faziletciğim beni ziyarete geldi.
normalde yediğimden daha zevkle, daha bir açık iştahla ve daha fazla fazla fazla yedim onunlayken.
bir de hamaratlığım tuttu. karnıyarık yaptım. biraz tuzsuz oldu ama ilk kez için fena değilmiş.


bir de kızartmalar var tabii.


sherlock izlerken bile doyumsuzca tükettiklerim,
ardından da "random arabic guy" olması gereken ama her ülke vatandaşına bambaşkalarını çağrıştıran güzel kağıt: Zig-Zag.









hepsi bu değil. değil ama yeter.

kartopu savaşı



bir business school'da bunu görünce önce şok oluyor insan, ardından da pişman.
yakıcı güneşi ve serin rüzgarıyla şehrin sokaklarına çıkmak için bu motivasyona ihtiyaç yok. hepsi sorumlulukları ve pişmanlıkları azaltmak adına

12 Nisan 2013 Cuma

çünkü yalınayak yürümenin ayrı bir tadı var


İki aydan fazla zamanım geçti şu en güzel şehirde. Burada durup kişisel gelişimime ne kadar katkısı olduğundan, beni ne kadar büyüttüğünden ya da bana nasıl çılgın maceralar yaşattığından bahsetmeyeceğim bu şehrin. Gerçi yapmadı mı, yaptı. Erasmus şimdi bu, senelerce “Ben Erasmus’tayken” ile başlayan cümleler kurmazsam döverler, biliyorum. Yine de yeri burası değil; yeri, dinlemeyi inanılmaz bir yoğunlukla isteyenlerin –ki olduklarından şüpheliyim- ya da kafasını ütülemek istediklerimin yanı.
Şimdi sıra Anjos’ta keşfettiğimiz yeri anlatmakta. İkinci el kıyafet, ayakkabı ve çeşitli objeler satan kocaman, iki katlı bir alan. Duvarlardaki boy boy “No smoking” uyarılarına rağmen satıcıların neredeyse hepsinin umursamadan keyifle tüttürdüğü bi yer. Sadece sigara da değil.
Evet, bu gömlekle ilgileniyorum ama “Não falo Português.”. “Do you want to experiment?” Tuvalette deneyebilirmişim.
Lizbon’un kopyası gibi. Birbiriyle eşleşmeyen "her şey" bir arada. Bir örnek için:


İşte kafe ve bar. Anladığım kadarıyla bazen partiler düzenleniyor. Çalışanlar 50li yaşlarında amca ve teyzeler. Yorgun bakıyorlar dünyaya ama bir gülümsemeden de yoksun değiller.
Zaman durmuş gibi sanki orda. Sanki belli dönemleri simgeleyen küçük işaretler var. Birbirinden apayrı hatta birbirine zıt dönemleri, ya da yaşları. Ama onlar nasılsa yolunu bulmuş ve bir uyum yaratmışlar. Galiba zamanı durdurarak.